© Sağ Tıklama Engeli

27 Aralık 2017 Çarşamba

Şöyle Hissediyorum

Şu koca hayatta öğrendiğim yegane şeylerden biri tek ağlamak.Kendi göz yaşımı kendim sildim.Kardeşimi düşünüyorum, ablasının biriciğim nasıl, ne yapıyor acaba diye.Acaba ablacığının onu bu kadar çok düşündüğünü biliyor mu?Onu ne kadar çok sevip özlediğimi biliyor mu? Ya da hissediyor mu?
 Yalnızım kırk küsür odalı yurtta, kocaman şehrin küçücük ilçesinde yalnızım.
 İlaçları bıraktım.Belki hazır değildim, belki doktora gitmeliydim bilmiyorum.
Şöyle hissediyorum; onlarla toplum içinde rahat ve saygı duyulan sağlıklı bir bireyim.Kimse gerçek beni tanımak istemez.Kimse tanımıyor.
 Sadece yorgunum.Onu da kimse göremez.Kimselere göstermem. İzin veremem.Yine bana sessiz sakin kendi halinde bir kız derler.Ben artık bu olmak istemiyorum.Ben benden kaçıyorum.Ben ben olmaktan korkuyorum.
Ben koca bir hiçim.Sadece benim bildiğim koca bir hiç.

30 Ekim 2017 Pazartesi

Vizelere 1 Kala

Vizelerime tam bir hafta kaldı fakat ne biliyorsun derseniz hiç bir şey derim.Çalışmıyorum değil, aslında öyle evet çalışmıyorum ama çalışmaya değer bir şey göremiyorum.Yurt arkadaşlarım, okuldaki arkadaşlarım da öyle sanki boşu boşuna gidiyormuşuz gibi.Aslında tek yapabileceğimiz şey ezber ve yine ezber.
 2 hafta oldu eve gitmeyeli aslında eve gitmek istesem giderim ama dönmek ister miyim bilmiyorum.Kendimi burada zorluyorum, özlüyorum.Annemle konuştum bugün kızım dedi sen orada bir şey yemezken benim de boğazımdan hiç bir şey geçmiyor dedi.Kahroldum.Neden kendini bu denli zorluyor ki hem kendini hem de beni üzüyor boşuna.Sonuçta Allah korusun eğer bir şey olursa yolum bir saat eve.Ama bir eve bir yurda gidip geldiğimde hem yoruluyorum hem de yurda gelince evi daha ama daha çok özlüyorum.Eğer vizelerin bitişine kadar eve gitmezsem tam 5 hafta ev yüzü görmemiş olucam.
Ponçik nankörü unutur belki beni.O da ayrı bir burnumda tütüyor.Yeni yeni huylar edinmiş mesela tuvalet kapısını açık bulunca girip tuvalet kağıdıyla savaş ilan ediyormuş.Tabi ki benim oğlum galip geliyormuş ama annem bu galibiyetten pek mümkün değilmiş haliyle.
 Yurt hakkında sevdiğim şeyler ise İstanbul'dan sonra gelen o sessiz sakin hayat.Gece hiç duymadığım kuşların sesini dinleyerek uyumuştum ilk gece her ne kadar zor olsa da benim için uyumak.Bu böylece gitti.Sanki farklı diyarlardan buraya konser vermeye gelmişler,bense onların tek dinleyicisiymişim gibi.

27 Eylül 2017 Çarşamba

Uyan

Hep aynı şey aynı rüya asla uyanmıyacak gibi.Konuşamıyorum sözcükler düşmüyor dilimden boğazımda bir yerde takılıyor. Diyeceklerim kalıyor beynimle boğazım arasında, çıkıcak bir yer bulamıyorlar.Orda kalıp çürüyorlar.
Bu sefer rüyada değilim konuşabilirim diyorum fakat kurtulamıyorum.
Küçük bir çocuk gibi beynim hep istemediğim fakat mecbur olduğum bir oyunu oynatıyor bana ve bundan zevk alıyor.Ne kaçabiliyorum ne de saklanabiliyorum.Orda bir yerde hapisim.
Sonunda uyanıyorum kulaklarım çınlayarak.Nefes nefese sanki maraton koşmuşum gibi.

27 Ağustos 2017 Pazar

Üniversite Öğrencisi Oldum!

 Ben artık üniversite öğrencisi oldum!
Aslında bu yeni bir gelişme değil hayatımda ama yeni yazıya döküp, duygularımı dökme fırsatı buluyorum.
 Ne kazandığımı söylemiyim. İki sene sonra işimi elime alabileceğim bir bölüm ve evime yakın bir şehirdeyim.Hafta sonu istersem eve gelebileceğim kadar yakın hatta.Hafta sonunu geçtim eğer çok bunalırsam, okuldan sonra eve gelip, ertesi sabah biraz erken kalkıp okula gidebilirim.Okulun eve yakınlığını anlatabilmişimdir umarım.
 Gelelim neden bu bölümü seçtiğime aslında bu bölümü seçmek asla ama asla aklımdan geçmiyordu ama kader mi desek, yoksa şans mı siz ne demek istiyorsunuz bilmiyorum ama bana öyle bir şey oldu.Ailecek uzun tartışmalar sonucu okula sadece minibüsle gidebileceğim bir yer yazmıştım.Bu bölümü de ailem istemişti ve yaz ne olur ne olmaz demişlerdi.Yazdım ama asla çıkmayacak bir şekilde.Her şey bitti tercihimi yaptım tam o sırada kapı çaldı komşumuz geldi.Tercihleri ne yaptın dedi.Anlattım ve bana neden o bölümü en başa yazmadığımı sordu ben de fazla bilgim olmadığını ve o mesleği şimdiye kadar hiç düşünmediğimi söyledim.Bana akrabasının o işi yaptığını, bir kadın için güzel bir meslek olduğunu ve eğer istersem meslekte ilerleyip daha iyi ücretler alabileceğimi anlattı.Ben benim için de uygun bir iş olduğunu düşündüm biraz da gaza geldim açıkçası ve tercihi değiştirip o okulu en başa yazdım.Kazanacağım garanti gibiydi ve öyle oldu zaten.
 Farklı planlarım da var tabi mevzun olduktan sonra.Bu işi eğer olur da sevmezsem ve ilerleyemeyeceğimi düşünürsem, maaşımla yıllardır istediğim bölümü psikolojiyi akşam okulunda okurum.Hem de aileme yük olmam ve iki diplomam olur.Neden olmasın.
 Şimdi size işin garibini söyliyim aynı okulu, aynı kampüsü en yakın arkadaşımla birbirimizden habersiz yazmışız ve ikimiz de aynı okulu kazandık.Çok şaşırdık ve mutlu olduk tabi kim sevinmez ki farklı bir şehir ve en yakın arkadaşınla orayı keşfedip yeni hayata adım atıyorsun. 
 Biraz uzun oldu ama benim tercih sürecim buydu. 
 Eğer buraya kadar okuduysanız size diyeceğim şu ki sakın korkmayın ve en ufak şansları bile değerlendirmeye çalışıp planlar yapın olmazsa olmaz.Yeni şanslar mutlaka çıkar asla sonuna geldim demeyin çünkü siz var oldukça asla son gelmez.

30 Temmuz 2017 Pazar

İstanbul >Ankara >Bartın >Ankara >İstanbul

 Başlık benim gibi evden çıkma özürlüsü birinin sırasıyla gittiği şehirlerden oluşmaktadır.
Neden iki kere Ankara yazdığımı anlatabilirim.Bartın'a memlekete gidiyorduk, teyzemler yol üstündeyken aradı ve Ankara'ya gelin, belki Bartın'a bayrama gelemeyiz dediler.Biz de düşündük taşındık acelemiz yok nasıl olsa gidelim dedik.Gittik ve sadece bir gün kalıp oradan sonra Bartın'a yola çıktık.Bayram için tabi ki bir hafta önceden gitmemiz gerekiyordu.Her sene bu durumdan ağzımız yandığı halde gideriz çünkü biraz salağız.Bayrama kadar zaman temizlik ve bahçe türevi işlerle geçti zaman.Bayramda teyzemler geldi, ne yalan söyliyim güzel zaman geçirdim.Benden bir yaş büyük olan bir kuzenim var fakat kardeş gibiyiz.Bütün bayram gezdik, muhabbet ettik kısacası eğlendik.Son gece biraz üzüldük tabi çünkü ancak bir dahaki bayrama görüşebilecektik.Gece tüm kuzenler oturup korku filmi izledik.Kuzenlerimle gerçekten yapmayı en çok sevdiğim şey korku filmi izlemek çünkü korku filmi izlerken daha da bi samimi olduğumuza inanıyorum.Üstelik çocukluk günlerim geliyor aklıma hep bir arada olunca.Ertesi sabah oldu ve kuzenim beni kaldırmaya geldi gitiklerini haber vermek için bahçede biraz oturduk sonra valizlerini topladı ve arabaya yerleştirdi.Kapıda dayımlarla, anneannemle ve küçüklü büyüklü diğer akraba üyeleri ile vedalaşırken teyzem bana sarıldı ve sende gelsene dedi.Anneme baktım istersen git dedi dedim canıma minnet burada daha fazla ne yapabilirim ki.Bir koşu gittim valizimi topladım(neredeyse her şeyi unutmuşum tabi).Öylelikle yine Ankara'ya yola koyuldum fakat o kadar sıcaktı ki 3~5 kere mola vermişizdir.Ankara da neredeyse her gün gezdik, bol bol alışveriş yaptık, hatta karakolluk bile olduk.Ama o olayı anlatmak istemiyorum sadece şikayetçi olmak için gittiğimizi bilin yeter.Düşündükçe sinirleniyorum ve gülümsüyorum.Zaten sonuca bağlanmadığı için olay sadece bir anı olarak kaldı.
 Bir buçuk hafta sonra annemler de benim seyahat rotamı izleyip Ankara'ya geldiler fakat yine sadece 1 gün kaldılar.Sonra ver elini İstanbul.Evimi çok özlemişim.Bol bol temizlik yaptım.Ponçiğin düzeni yine yerine oturdu ve tabi ki tercih yaptım.Aslında Edebiyat yazmak istiyordum fakat gerek uzaktan akrabalarım, gerek bayramda tanıştığım öğretmen adayları kesinlikle yazma açıkta kalırsın dedi.Aslında bunlardan etkilenecek bir insan değildim sonuçta haberlerde, internette hepimiz atanma bekleyen öğretmenleri görüyoruz fakat 5 yıldır atanma beklediğini birinci ağızdan ve tanıdıktan duymak beni caydırdı.Benim için de Edebiyat okumak sadece bir hayal olarak kaldı.Kim bilir belki bir on sene önce doğmuş olsaydım öğretmenlik okurdum.

14 Haziran 2017 Çarşamba

Güncelleme


Size başımdan geçen bir olayı anlatmak istiyorum.Geçenlerde ilacım bittiği için eczaneye ilaç almaya gittim.Girdiğim ilk eczanede ilaç olmadığı için başka bir eczaneye gittim.Sonra da zaten ev alışverişi yapmam gerekiyordu.Alışverişi yapıp çıktım ve gözüme iki tane kedi ilişti.Beyaz olan siyahlı kediye doğru saldırmak üzereydi ve bir araba geliyordu fakat karşı kaldırımda olduğu için bir şey yapamadım.Beyazlı kedi atılınca öteki kedi kaçmaya başladı ve hepinizin tahmin edebileceği gibi tekerin altına girdi.Orada öylece kalakaldım.Sonra kedi bir iki adım atmaya çalıştı inşallah sadece ayakları kırılmıştır diye dua ediyordu fakat sonra ağzından kan geldi ve oracıkta melek oldu.Kimse bir şey yapıyordu.Sadece izleyip geçip gidiyorlardı.Kedi sokağın ortasında boylu boyunca yatıyordu ve başında az önce onu kovalayan kedi bekliyordu.Poşeti fırlatıp kedinin yanına gittim öldüğünden emin oldum iki tane okuldan yeni çıkış küçük çocuk nasıl abla diye sordular sadece gidin ablacım dedim.Gitmediler tabi arabalar geliyordu durdurmak zorunda kaldım onları.Biri inip kenara çeksene kediyi dedi.İnsanlığına acıdım sadece.Hiçbir şey demedim.O gitmeyen çocuklardan bana marketten poşet getirmelerini istedim.Sonra kenara aldım.Hala sıcacıktı tabi fakat gözleri öldüğünün en keskin işaretiydi.Yanıma tek işi sokaklarda takılıp zevzeklik yapmak olan bi çocuk geldi noldu dedi öldüm dedim.Veterinere götürelim mi dedi gülerek.O anda onun cahilliğini yüzüne vurmak istemezdim ama son derece sinirli ve üzgündüm ölümün hangi canlı için olursa olsun dalgası olmayacağını ona sokakta bağırarak anlatmak zorunda kaldım gitti zaten sonra.Başında öylece duruyordum ne yapacağımı bilemiyordum.Sonra bir çocuk geldi nasıl olduğunu hatırlamıyorum ama kediyi poşete sarıp çöpe atma kararı aldık o benim market poşetimi aldı ben de önden kucağımda kediyle gidiyordum.Çöpün başına gittiğimizde nasıl bırakabileceğimi bilemedim.Sen poşeti tut dedi sonra kediyi aldı.Allahtan boştu varil en dibe koydu ve üstünü bir bez parçasıyla örttü.Teşekkür ettim ve ordan ayrıldık sonra nasıl eve gittim hatırlamıyorum.
 Size diyceğim o ki lütfen elinizden bir şey gelmiyorsa yapana mani olmayın.Ya da elinizden geldiğince yardımcı olmaya çalışın.Kendiniz için yaşamayı bir an olsun bırakın sadece bir an.

8 Mayıs 2017 Pazartesi

İstanbul

Ah İstanbul ah! Adına ne şarkılar, türküler yazıldı da söylendi bir bilsen.O güzel yazarlar bugünkü halini görse yine yazarlarlar mıydı o güzelim dizeleri senin için.
 Onca koca nesle baktın büyüttün, sıra bize gelince mi duruldun?
 Ne aşklar, ne kavgalar, ne savaşlar gördün haklısın sen de yoruldun.

3 Mayıs 2017 Çarşamba

Yazmayı Çok Özledim

 Merhabalar ben geldim.Tembel blogger.
Saat şuan 01.15 kafama esti ve yazıyım dedim.Aylardır kendimden çok uzağım bu tabi ki bloğa da yansıdı.Sınav stresi, yaşam derdi derken insan yavaş yavaş kendini unutup dünya işine kendini kaptırıveriyor.Şu sıralar ev işi ve dersler arasında mekik dokuyup hayatımı olabilecek en monoton şekilde yaşamaya çalışıyorum.Bir film izlemek bile lüks.Kendime sürekli şu sınavlar bir geçsin sonra rahatlayacaksın diyip duruyorum.Bazen çocuk kandırır gibi çok güzel işe yarıyor.Bazense çıldırıp eeh yeter be diyip kitapları fırlatıp kedimi seviyorum.Ve her kedi sahibi gibi ben de keşke kedi olsaydım diye içimden geçiriyorum.Gerçekten tek derdi yatacak yer bulmak ve terasa çıkıp yuvarlanmak.Keşke benim de tek derdim camın önündeki kuşların bir anda nereye kaybolduğunu bilememek olsa.Keşke kuş olsam.O zaman da istediğim yere özgürce gidip, tüm dünyaya sadece yukarıdan bakıp insanlarla alay ederdim cikleyerek.Ne biliyim gider bir ağaca konar ve etrafı izlerdim bu iğrenç şehir dar gelirse giderdim istediği yere ya da bizim evin camına konup kedimi delirtebilirdim.

26 Ocak 2017 Perşembe

BU SADECE BİR FİLM

DEĞİL!
Herkese merhaba.Bugün size çok çılgın rüyalarımdan bahsetmek istiyorum.Şu 2-3 aydır bilinç altımın en derinlerinden gelen şeyleri rüyamda görüyorum ve uyanınca bu ne alakaydı şimdi deyip rüyamı anlamlandırmaya çalışıyorum ama boşuna uğraştığımı biliyorum.Kendimi kralın oğlu olarak bile gördüm.
 Bazı günler günde 3 film bile izleyebiliyorum.Rüyalarımı anlattığım kişiler de buna yoruyorlar fakat filmlerin içeriği hakkında bir şey görmüyorum ki.Hadi diyelim Step Up'ı izleyip etkisinde kaldım, kendimi bi sokak dansçısı olarak görmem lazım di mi ama sen git rüyanda kuzeninin tüm aileyi katlettiğini bi sana kıyamadığını gör.Bu rüya işi harbiden canımı sıkmaya başladı.

16 Ocak 2017 Pazartesi

♥ Hayat Çok Güzel Gelsene ♥

♥ Merhaba ben bu sıralar çok sevgi kelebeğiyim.Size hayatımın bu dönemini biraz da olsa anlatmak, paylaşmak isterim.
 Sebepsiz üzüntü dönemlerini herkes yaşamıştır fakat ben sanırım ilk defa sebepsiz mutluluk yaşıyorum.Kedimi seviyorum, sokakta kedi görünce seviyorum, durduk yere sevdiklerime sevgi gösteriyorum ve çevremdekiler de bendeki bu değişikliğin farkında fakat bazen severken aşırı sıkıyorum ve arada bir yeter deyip beni başından savuşturuyorlar.Tabi ben de pes etmeyip minimum bir saat sonra yine başlarına gidiyorum.Artık onlar da seviyim nasıl olsa o da sıkılacak deyip bana katılıyorlar.Tabi kedim kendinden asla ödün vermiyor.Her sevmeye gittiğimde sandalyenin altına kaçıyor.Yakaladığımda da bende harika izler bırakıp kaçıyor.Asil ve asi bir hayvan.
 Geçen hafta İstanbul'a devasa bir kar yağmıştı.Balkona ve terasa çıkmak için yalvaran kedi sadece camın önünde yatıp, peteğe sarılıp, kuşları kesti.
Bu minnoş fotoğrafını kalplerinizi ısıtsın diye koymak istedim.Aslında o eski karanlık günlerimi düşündükçe hayatımı boşuna yaşamışım diye düşünmeye başladım.Gerçi daha çok gencim ama ilerde özlemle bakacağım günleri öyle ölmüş gibi geçirmek çok saçmaymış.Belki ilerde o halime geri dönücek bir olay yaşarım kim bilir hayat bu fakat umarım erkenden atlatırım.

9 Ocak 2017 Pazartesi

Kar

Güzel İstanbul'a kar geldi.İstanbul'u güzel etkilemese bile izlemesinin aşırı keyif verici olduğunu söylemesem yalan söylemiş olurum.Tamam çoğu şeye romantik yönünden baktığım doğru ama kar...Karlar betonların üstünü bir örtü gibi örtüp tüm o çirkin şehir hayatını saklıyor.Bir kaç gün bile olsa masallar aleminde yaşıyoruz.