© Sağ Tıklama Engeli

9 Kasım 2014 Pazar

Kayıp Şarkılar

Selamlar bu benim okullar açılıncaki ilk yazım sanırım baktım ve evet öyleymiş.Size bir sır veriyim mi yazılarımı şarkı eşliğinde yazınca daha bi duygusal ve gerçek ben oluyorum.Gerçek ben derken olmak istediğim kişi de olabilir bilemiyorum.
 Bugünkü yazıcağım yazı bazı şarkılar hakkında.
 Hani bir şarkı dinlersiniz denk gelmişsinizdir ve adını bilmiyorsunuzdur.Filmde geçer, sokakta yürürken rastgele duyarsınız, radyoyu açarsınız melodisi size sanki sizi o ana bi peri masalındaymış gibi hissettirir.Belki o an hayatla tüm bağınızı kopartırsınız sadece şarkıya odaklanırsınız, nefes almayı bile unutabilirsiniz.Belki de farkında olmadan göz yaşlarınız akmaya başlar.İşte sizin favori şarkınız olmaya adaydır.
 Uzun araştırmalarınızın sonucunda şarkıyı sanatçıyı bulamazsınız ve pes edersiniz.Bir kaç gün sonra da unutursunuz.Arada aklınıza gelir yine nefesiniz kesilir ulan ne güzel şarkıydı be diye düşünürsünüz.Sonra rastgele bulursunuz işte bi yerden şarkıyı.İlk dinlemizdekinden daha bi hevesle dinlersiniz.Sonunda buldum seni diye sevinç çığırışları yapabilirsiniz ya da bunu yapan bi deli benim.
 Ben böyle bulduğum şarkılardan asla bıkmadım.Her dinlediğimde içimde ilk duyduğumda ki histen bi parça taşırım.
 Şarkılar sizin içinizdeki çığırışların dışarıya çıkabilme yöntemlerinden biridir.Bazen sizin iç sesinizin sözcüsü bile olurlar.Herkesin duygularını bir şekilde dışarıya çıkartabilmesi gerekir.Ben şarkılara sığındım.Bazen sözlerini hiç anlayamadığınız bir şarkı bile sizi ağlatmaya yetebilir.Ayrıca ne demişler bazen tek bir kulaklık tüm insanların susmasını sağlayabilir.

8 Eylül 2014 Pazartesi

Kabusa Dönüşen Rüyalar

(Aklımda özellikle bu şarkı yoktu ama Cem Adrian saolsun ağlattı)
 Biliçaltım orası çok karmaşık...Farkında olmadan özlediğimi gösteriyor o insanları bana her gece.Her gece eski dostlarımla beraber geçirdiğimiz güzel günleri hatırlatıyor bana.Ben ne kadar inkar etsem de özledin diyor.Kendi kafamın içinde kendimle kavga ediyorum hayır özlemedim diyorum her gece farklı bir anımı gösteriyor bana rüyamda sonunda sürekli bir felaket oluyor o güzel geçirdiğim anlar bi anda kabusa dönüveriyor.Uyandığımda o yılları düşünmeden kendimi alamıyorum.Böyle bir anımız da vardı diyorum kendi kendime ama son böyle değildi diye düşünüp duruyorum.Eski günlüklerimi okuyorum.Her anımı yazmışım ne kadar mutluymuşum.Ne kadar zarar verseler de bana öteki yarım gibi olan insanların beni gram umursamadan gitmesi tek bir anımı bile önemli kılmıyor artık.Uyumaktan korkar hale geliyorum.Artık ben de unutmak istiyorum ama izin vermiyor işte kalbim, beynim.
 Beni bir an bile düşünmeyen insanlar için bile hala ağlayabiliyorum.Ben de kimseyi umursamak istemiyorum.Duygusuz bir insan olmak istiyorum.İhanete uğrayınca ağlamak değil, güçlü durup yılmamak istiyorum.

30 Ağustos 2014 Cumartesi

Bu Yaz Da Olmadı

 Her yaz olduğu gibi bu yaz da kendime verdiğim sözlerim oldu.Yine yapamadım, yapmadım, üşendim vs. vs. 
 Bu yazın yapmak istediklerim ve yaptım mı listesi şöyle; 
  


İşte tüm yazımı bir tek listeyle anlatabildim size.Gerçi hayatım da böyle yapmak istediklerim ve yaptım mı diye ikiye ayrılmış durumda.Yaptım mı bölümünde genelde olumsuz durumlar yer alır tıpkı bu liste gibi.
Zaten yazlarım hiç güzel geçmemişti bu yaz da hayatımda pek bir olumlu gelişme olmadı.Ne bekliyorsam artık hayattan.

2 Ağustos 2014 Cumartesi

Kaybettikten Sonra Kazandıklarım

 Merhaba hiç bir zaman doğru dürüst giriş cümlesi yazamamışımdır.Bu da onlardan biri oldu galiba.Ergen Yazarınızın kaybettikten sonra kazandıklarını anlatan güzel bi yazı yazmayı planladım sizlere.Buyrun...
 Ben pek çok şeyi, şansı, insanı, dostu kaybettim.Kaybetmek artık benim için o kadar da zor değil yani anlıyacağınız.Benim kaybettikten sonra kazandığın güzel şeyler de oldu.Kıymetini daha iyi anladım kazandığımın.
 6. sınıftayken annem ikiz kardeşlere hamileydi.Annemin hamileliği başından beri çok zorlu geçmiştir.Kimse bize yardım etmedi o zamanlar.Ben de küçük olduğum için annem her işi kendi yapmaya çalışırdı.Benimle ve kardeşime vakit ayırmayı ne kadar fazla istese de benim annemin hamileliğine dair hatırladığım tek şey hastane odasında annem serum yerken başında beklememdi.Eve gelip tekrar bizim için ayağa kalkıp yemek pişirmeye çalışmasını izlemek beni ne kadar yaralardı.Temizliği yapmaya başladım annem ne kadar istemese de ben yapıyodum.Kardeşime daha fazla ilgi göstermeye başladım, onun ödevlerine yardımcı oluyordum, babamla aramızdaki bağ daha da güçlenmiş gibiydi.
 Annem hamileliğinin 7. ayını yaşarken.Bir perşembe alışveriş günümüz olduğu için ben, annem, kardeşim pazara alışverişe çıkmıştık.Anneme aniden sancı gibi bir şey girdi.Acilen bir cafe ye girdik.Suyum geldi dedi bize.Hemen eve gittik babam geldi.1 saatlik hastane yolunu yarım saate gitmiştik.İş çıkışı saati olduğu halde.Anneler gününe bir hafta kala kardeşlerim vefat etti.
 O gün kimseyi istemedim yanımda annem sabaha karşı eve geldi.Tüm gece ben evde kardeşim evde haber bekledik , bize bakmaya yengem gelmiş ben ağlıyorum bir yandan da belki kurtulurlar diye kardeşimin moralini düzeltmeye çalışıyorum.Annem sabaha kadar kardeşlerimin ölmesini beklemiş.O yıl sanırım hayatımın en zor yılı.
 Ondan sonra hep iki tane kız kardeş istemişimdir.Ne olursa olsun bir birimizi seveceğimiz, zor durumda yan yana olacağım iki kız kardeş.Sonunda dualarım kabul oldu iki tane birbirine hiç benzemeseler bile birinin canı yandığında ötekinin de yanan kardeşlerim olmuştu.Teşekkürler rabbim.
 O yıldan sonra kimin yanımda olup olmadığını da anladım.Aslında kimse yoktu yanımda.Hayatın acımasızlığını öğrendim.Bu da benim hayatıma gelen en büyük artıydı.
 Acı çekerek öğrenmek.Çoğu şeyi böyle öğrendim.Sana şükürler olsun rabbim bana çoğu şeyi gösterdiğin için.

11 Temmuz 2014 Cuma

Ortaya Karışık

Merhaba sayın okurlar tembel ergen yazarınız geldi.
 Öncelikle post yazmama nedenimi yazıyım size.Tamamen üşengeçlik ve daha niceleri.
 Yaz tatiline girdiğimize göre sizde evde nasıl eğlendiğimi anlatabilirim.Sahurdan sonra sabahlayıp ertesi gün 16.00 a kadar uyumak benim en büyük eğlencem.Neyse uyandıktan sonra ev temizleme, toplama, yemek hazırlıkları derken iftar olmuş oluyor.İftardan sonra geleneksel çay merasimi ve sonrasında özgürüm.Tonlarca izlenecek dizi, program; dinlenecek müzikler dururken yaz tatilim de evde geçmiş oluyorum işte millet.He bi ara çılgınlık yapıp İngilizce çalışmaya başlamıştım iftardan sonra.Nolduysa sonra bıraktım.
 Ailem odaya tıkılma olayımdan pek memnun görünmeseler de anlamaya çalışıyolar sanırım.Çünkü yaz ve benim evde oturmaktan başka yapabileceğim bir şey yok.Bu durumda ergen yazar:1        ebeveynler:0
 Ha karne günü maceramı anlatıyım size...
 Sabah uyandım ve beklenemedik biçimde saçlarım şekil aldı, en sevdiğim kıyafetim yıkanmıştı ve güzel bir makyaj yapmıştım.Dedim bu işte bi ibnelik var.Neyse okula gittim hocalarla konuşuyom filan geçtin mi kaldın mı konuşması işte kalıcam sanıyordum da ben...Neyse bu da başka bi mallık olarak dursun şurada.
 3 hocamda sen zekisin başarırsın konuşmasını yaptı.Bu arada çok teşekkürler verdiğiniz öz güven için.Sınıfımda ki 2 tane hiç sevmediğim ve onların da beni hiç sevmediğini adım gibi bildiğim ağır ergen bana doğru yanaştı.
 İlk defa adam akıllı 2-3 cümle kurup konuştuk.İşte makyajın gücü arkadaşlar.(Makyaj dediğime bakmayın göz kalemi ve rujdan ibaret)Onlar gittikten sonra karnemin peşine düştüm.Bütün hocalarımı gördüm ama bir tek sınıf hocamız olan İngilizceciyi görmedim.İşte her şeyin iyi gitmesinden anlamıştım bi pürüz çıkacağını.Müdür yardımcısına hatta müdüre kadar sordum ama kadın yer yarılmış da içine girmiş gibi yok.Ben de sonunda isyan edip kaldım zaten ne alıcam karneyi diye atar yapıp çıktım okuldan.Geçen dönemde aynı şeyi yaşadığım için karnemi en son ben almıştım annemle gidip.Telefonda annemle epey kavga ettik yani karneyi almadığım için.Ben de her dönem sonunda olduğu gibi kızlarla buluşmaya okulun oraya gittim.Bimin orda buluştuk.(Elalem Burger King,Starbucks, MC Donalds'da buluşur biz Bimde evet sorun bizde)O sırada annem aradı benim işte geçmişsin afferim akıllı kızım dedikten sonrası karışık kızlar sakinleştirdi beni işte.
 Uzuun tartışmalar sonucu Cennete gitmekte karar kıldık.(İğrenç espiri yapardım da havamda değilim arkdşlr.s.s.s)
Sonunda biz de Burger King'e girdik.Hiç kimse kahvaltı yapmadığı için soluksuz menülere daldık.Tıpkı avına saldıran aç bir hayvan gibiydik.Sınıf olarak iştahı kapanık bir insan bile yok aramızda.Patatesler büyük boy kolalar yetmedi birbirimizden yemeye filan başladık.Neyse sonuç olarak hepimiz doyunca kalktık.Ondan sonra isteyen ... Cafeye gitti, isteyen sahile gitti.Sahile gidenler arasında ben de vardım.Bilmeyenler için deyim Cennetten Florya sahiline yürümek ölüm gibi hele hava sıcaksa.1 saatten fazla yürüdük.75 kuruşluk 1 liralık kaç şişe su aldık bilmiyoruz.Zaten biz tüm parayı suya verince içimizde çıkan yangını söndüremedik arkadaşlar.Ne kadar yorulmuş olsak da sahil kıyısında oturup arkadaşlarımla geçirdiğim zaman tüm acılarımı yılın yorgunluğunu aldı götürdü.Ayakkabıyla denize girip güzel bir şarkı eşliğine şarkı söylerken kimsenin bizi yargılamadığı bir gün geçirmiştim daha başka ne isteyebilirim ki?

23 Mayıs 2014 Cuma

Çok Zaman Oldu...

 Uzun zaman oldu yazmayalı özlemiştim aklımdakileri bir anda dışa vurmayı.Benim için acı çekici de olsa belki sizin için güzel geçen bir senenin daha sonuna yavaş yavaş gidiyoruz.Geçirdiğim en kötü yıllar arasında ilk üçe girer bu sene.
 Kimsenin beni sevmediği ve benim kimseyi sevmediğim bir ortamda tüm günümü geçirmek gerçekten çok kötü bir deneyimdi benim için.Benim farklılığımı kabul edemeyen ve 'yeni öğrenci hemen ezelim' moduna girmiş insanlardı onlar.Asla benim ne kadar üzüldüğümü düşünmediler.Ağızlarından benim aleyhime çıkan sözlerin beni nasıl kırdığını, nasıl kahrettiğini asla anlamadılar.Ben de sevmemeyi tercih ettim ailem bile bunu anlamazken öteki insanların anlamasını istemem çok saçmaydı.
 Neyse Emin vardı bu sene.Onunla azda olsa konuşmak beni mutlu etti.Geçmiş yıllarımdan kalan insanlarla konuşmak beni her zaman rahatlatmıştır zaten.Her güzel şey gibi onunda sonu geldi.
Zaten kim kalır ki?

15 Nisan 2014 Salı

Mola Zamanı

Az önce yaşadığım saçma sapan ve yorucu olayın gazına gelerek bu yazıyı yazıyorum.
 Az önce sanki omuzlarıma bir ton yük koyup ' hadi şimdi ne bok yersen ye' deyip ortada bırakılmış gibi hissediyorum.En güvendiğim iki insandan biri az önce az çok nedenini anlasam da yalnız bırakmamam gereken zamanda onu yalnız bıraktım.
 Onlara geçen gün yaşadıklarımı tam olarak anlatamam zaten canımı yeterince sıkıyor.Şu an acilen psikoloğa veya ona benzer bir doktora görünmesi gereken ruh hastasıyım ve bu haldeyken iyi rolü yapmak gerçekten çok zor.Onlar uzaktayken bunda bu kadar zorlanıyorsam yanlarında olduğumda onları üzüp canlarını sıkmak istemiyorum. 
 Dostumu öyle bırakmak pek hoşuma gitmiyor ama bana ben mutluyum dedi.Mutlu değil.Bunu biliyorum rahat kalması gerek.Üzgünse öyle davranması gerek.Ben onu mutlu görünmesine zorlayan bir dost olarak kalmak istemiyorum.Bir hafta sonra filan ararım ve gönlünü alırım.Anlatırım o da anlar.Bu ilk ayrı kalmamız ve ne biliyim 2 senedir bana hiç kimsenin yakın olmadığı kadar yakın oldular.Çünkü üçümüz de sevgiye muhtaç insanlarız.Üçümüz yetiyoruz da.
 Sonra verdiğimiz bir söz var.Ölmek yok.Birbirimizi üzmek yok gibi bir şey bu.Ben zaten şu an bir ölüden farksızım.Bu geçerli mi bilmiyorum.Yine de daha dikkatli yaşıyorum artık sözüm yüzünden.Bazen sınanma anlarım oluyor.Kimi kandırıyorum ki benim bir günüm huzurlu geçmiyor.Aklıma şu şeytan girmiyor değil ama uymıycam.Bana kendine dikkat et veya kendine iyi bak diye veda eden çok insan var, herkes iyiliğimi istiyorsa niye gidiyor?Siz beni terk ettikten sonra ben nasıl iyi olayım.Nasıl mutlu rolü yaptığımı bile görmeden gitmiş oluyorlar.Siz merak etmeyin ben gerçekten iyi bir oyuncuyum.Asla kötü olduğumu anlayamazsınız.
 Neyse bu ikisi farklı insanlar nah bırakırım onları.Benden hastalık bahanesiyle kopamazsın beni anladın mı?Ya da sebebi her neyse.

(Bu gifi hep çok sevmişimdir)

23 Mart 2014 Pazar

Ben Kimim?

Bir klasik gece yarısı yazısı daha atıyorum buraya gençlik.Artık kim olduğumu yazıcam .Hayatım şu anlarda her zamanki gibi boktan ve yatılı misafirimiz olduğu için kardeşimle bu gece aynı odayı paylaşmak zorundayız öküz gibi horlamazsa eğer yazıma adapte olabilcem.Neyse ki kulaklıklarım var.Yine çözüm adamıyım.
 Bu gün çok güzel geçti başlangıcı ve bitişi saymazsak eğer öğle arkadaşlarımla buluştum.Bir eğlendik bir eğlendik.Selfie filan yaptık sormayın.Çok özlemişim lan.Benim hayatım bu ikisi.Facebook ta resimlerini paylaşıp atar yapmamış 'şimdi bu kız' la başlayıp 'bunu üzen beni üzmüş demektir' le devam edip 'seni çok seviyorum' gibi bir paylaşım yapmamış olabilim(riz) ama ayrılmayız biz.Biz Powerpuff Girls üz.Evet.Facebookta ayrı gayrı konuşmayız hep konuşacaksak Powerpuff Girs adlı grubumuza yazarız.Size çok saçma hatta malca gelebilir.İlk okul bebesi gibi de görebilirisiniz.Beğenmeniz için yapmıyoruz zaten.Ben kim miyim?Ben Blossom'ım hani şu kızıl olan.
Bu da bu haftaki halim.
Neden Blossom olduğumu bilmiyorum.Tek açık o kalmıştı herhalde.Kızlarla hiç bu konuyu konuşmadık.Şimdi sordum şu cevabı aldım 'Çünkü saçınız benziyor' çok saolun dostlarım benim ya.Neyse şu anki inekliğimde çok benziyor.
 Bubbles o ise aramızda en şirin olanını seçtik.Tartışmasız Bubbles'e ondan başka kimse uymazdı.Görünüş olarak bir tek sarı saçları benziyor.Kişilik bakımından bir çizgi film karakterine benzetebilecek kadar masum bir insan.Çok duygusal ve etrafındakileri asla kırmak istemez.
Buttercup onu agresif olan arkadaş aldı.Kısa saçlıdır kendisi.Yani uyar dış görünüşü de yine gözler sorun.Kişilik olarak dersek onun duygusal yapısını burada anlatmak istemiyorum ama eğer sizin onu sevmenize izin verirse bilin ki o çoktan sizi sevmeye başlamıştır.

Böyle ruh hastası gibi bir resim attığım için pardon.
 Kısacası biz şeker baharat ve iyi olan her şeyden ve yanlışlıkla dökülen kimyasal x den oluşmuyoruz.Süper güçlerimiz yok ama süper severiz birbirimizi o sayılır mı?


22 Şubat 2014 Cumartesi

Geçen Cuma

Selamlar,
Gayet cool bir şekilde selamlar dedim fakat beynimin içi boş bir sayfa gibi bu yüzden size en iyisi çalkantılı hayatımdan bir kesit sunayım ben efendim.
  Daha önceki yazılarımda da bahsettiğim gibi yeni okulumda kimselerle konuşmuyorum.En arkada oturan soğuk öğrenci benim arkadaşlar evet.E bu halimle sınıfın düzenini bozduğumu pek çok kez duymuşumdur.Aslında bu benim zerre umurumda değil.Tek derdim de onlar değil zaten neyse...İşte cümle bile bitiremiyorum kafam iyice boşaldı.
 Geçen cuma beden dersindeyiz (14 Şubat).Bu dönem ki takım elbiseli beden hocamız bizi serbest bıraktı.Bana göre beden eğitimi dersinde serbest olmak banklardan birinde oturup müzik dinlemektir yine öyle yaptım.Yalnız olacağımı umuyordum fakat başka bir sınıfın beden eğitimi dersi daha varmış.Bu yüzden bankların çoğu doluydu.Benim sınıfın kızları ise gelip yanıma çömdüler.Bir yandan ders programlarını hazırlayanlara ana avrat düz giderken bir yandan da Henry-Trap dinleyip dans hareketlerini düşünüyordum.Şarkı bitti işte kitap okumaya başladım hazırlıklıyımdır.İşte yanımdaki kız 'Nasılsın ergen yazar' diye sordu işte klasik muhabbete girdik karnen nasıl geldi filan sordukça soruyor.Bi an annemin kızlık soy adını soracak diye çok korktum ama oraya kadar gelmedik neyse ki.
  İşte beklenen soruyu sordu bana 'niye bu kadar sessizsin', 'niye bizle konuşmuyorsun' ben ise gayet kendimden emin bir o kadar da yumuşak ses tonumu takınarak -ses tonu önemli- 'sizi kendimden üstün görmüyorum, sadece yeni çevre istemiyorum.' dedim.Bana soru dolu gözlerle baksalar da daha fazla soru sormadılar.Biliyorum kendimi beğenmiş görünüyor olabilirim ama gerçekten hayatıma kimseyi alamayacak kadar yoruldum.
  Biraz sessiz durduktan sonra başka bir kız 'kıskandım' dedi ben de noluyo lan diye düşünüyom.Tabi böyle sormadım 'niye' dedim.'kitap ayracın' dedi  ilk anlamadım, sonradan kitap ayracımı ben ve 2 dostum yaptığımı hatırladım.Gülümsedim.
 Kitabıma en çok onlar yakışırdı.Gerçekten de mutlu göründüğüm son kareler kitabımda çok güzel duruyordu.Kim nasıl anlarsa anlasın umurumda bile değil açıkcası.Beni terk etmeyecek iki güzel insan buldum ve bunları kaybetmek gibi bir niyetim yok.İki büyük sınav atlattık çok da başarılı olduk.Üçümüz yan yana olunca sanki ne biliyim...Al işte bu cümleyi bile bitiremedim.
 Sizi seven insanlardan vaz geçmeyin.

4 Şubat 2014 Salı

Big Bang'i Tanıyalım


Big Bang
İlk grup tanıtımımı yapıyorum çok heyecanlandım.
5 kişiden oluşan bir YG Entertainment grubudur.2006 yılında çıkış yapmışlardır.Grubun üyeleri G-Dragon ve Taeyang 2000 yılından beri YG Entertainment' de eğitim görmektelerdi zaten.2006 yılında T.O.P, Daesung ve Seungri'nin de katılmasıyla bu muhteşem grup oluşmuştur.YG'nin kurucusu ve yöneticisi olan Yang başkan bu sene Big Bang'in comeback yapacağını duyurmuştur.Bunu duyan V.I.P'ler (fanlara verilen ad) sevinçten havalara uçmuştur.Fanları fazla olmasıyla antileri de çok fazla vardır.Müziklerine laf atamayan antiler kafayı skandal çıkartmaya ve stillerine takmıştır.Alışa gelmişin dışında olan stilleri aslında Big Bang'in ta kendisidir.Grubun lideri olan  G-Dragon gruba ve kendisine şarkı yazıp besteleme de oldukça iyi iş çıkartır.Bunu zaten her şarkıda duyarsınız.Albüm çıkacağı zamanlar ise grup deli gibi çalışır ve en iyi performansı sahnelemek için sürekli bir pravo halinde olurlar.Sadece Asya ülkelerinde popüler değildir.Son zamanlarda Avrupa ve Amerika ülkelerinin dikkatini çekmiş bir gruptur.Pek çok Amerikan starı tarafından bile kendisinden söz ettirmişlerdir.Örneğin; Barbara Palvin geçen sene Kore'ye gitmiş ve G-Dragonla tanışma fırsatını bulamamıştır bunun üzerine ona televizyon programı üzerinden çağrı yapıyor.'Bana çağrı veya tweet at' diyor. Programdan kesit  G-Dragon ise bu çağrıdan sonra Twiteer'dan Barbara Palvin'i takip etmeye başlıyor.Bu sene ise G-Dragon ve Taeyang moda şovuna Paris'e gidiyorlar (hemen bitmesi için ne dualar ettik). Barbara hanım bunun üstüne G-Dragon'a 'Paristeydin ve bana söylemedin mi? lol' diye bir Tweet attı.21 Ocakta giden tweetten sonra 22 Ocakta buluşurlar.
'sonunda adamım, eğlenceli gece iyi uçuşlar' diyerek Barbara instagramda bu resmi paylaşır.
Justin Bieber'da söz eder bizim GD den.Hatta singleları çıkacak yakında. 


Resimler bunlar.Bu da bahsettiğim video.
Paris Hilton ile de Pacquiao-Rios boks maçına gitmişlerdir buyrun resimler:



T.O.P den söz edecek olursak eğer.Vücudunu açmayı sevmez.Biz V.I.P ler de zaten yüzüne hastayız.

(En açık resmi)2 kere gördüm ben şimdiye kadar

En son Mnet'in en yakışıklı 10 idol sıralamasında 2. olmuştur.
Bi de Rolling Stone dergisi vardır bilirsiniz.Orda 2013'ün en ateşli sex sembolünde çıkmıştır.Hatta şöyle bir yorum vardı.Kpop'ın Justin Timberlike' e cevabı oldu.Sesine gelecek olursak kalındır ama rap yapınca harika bir şey çıkar ortaya.Bkz:T.O.P:Doom Dada
T.O.P YG'ye girmeden için 40 günde tam 20 kilo vermiştir.Evet bunların hepsi azim ve böyle tiplerin hala antileri var.

Soğuk, cool bakışlarının altında bir çocuk gizlidir aslında o kadar ciddiyete gelemez.Kanıtı.


Se7en ile çok iyi anlaşır.
Hatta sahne ismini o koymuştur.İlk başlarda 'merhaba ben T.O.P' demeye utandığını itiraf eder fakat sonra alıştım der.
He bi de 2007 yılında dondurma yerken dişini kırmıştır kendisi.
Secret Garden parodysi için aynı gün içinde G-Dragon ve Seungri'yi öpmüştü.Bu arada Secret Garden, Coffee Prince ve Boys Over Flowers parodilerini izlemenizi şiddetle tavsiye ederim.Hem gülersiniz hem Big Bang'i azcık daha tanımış olursunuz. 
Gruptaki en uzun kişidir.
T.O.P'nin oynağı Commitment adlı film 2013 Kasım'da çıkmıştır.
Sahnede Lee Hyori'yi öpmüştür.(Lee Hyori geçen yaz evlendi korkmayın) Buyrun
SS501 lideri Kim Hyun Joong ile ilk okul dönemlerinde aynı mahalle de yaşıyorlarmış ve o zamandan beri yakın arkadaşlar.Beraber ilk sahneye çıkışları.♥


Daesung' a bakış atsak fena olmaz bence.Yang başkan tarafından grupta çoğunlukla  arka plana atılsa bile  V.I.P lerin göz bebeğidir Daesung.Bence gruptaki en iyi ses.Üstelik favorim GD ama söz konusu ses olunca Daesung'tan başkası demem Big Bang' de.
Daesung'un duygusal bir kişiliği vardır.Kaza olayına karıştığı zamanlar Big Bang aktivitelerinden bir dönem uzak kalmıştır.Bu dönemde psikolojisi çok bozulmuştur.
Kaza olayına gelecek olursak eğer; Daesung araba kazasıyla bir motosikletçinin ölümüne sebep oldu (medyaya böyle yansıdı) fakat olay yerindeki taksiciye göre zaten motosikletçi ölmüştü.Tam olarak anlatacak olursam Daesung'un önündeki taksici motosikletli adamı fark ederek çekildi fakat Daesung kontrolünü kaybederek taksiye çarpar.Kazadan sonra Daesung arabadan indiğinde taksiciye 'iyi misin?' diye sordu taksici ise 

 'Şu anda sorun ben değilim, önümde kanlar içinde yatan motosiklet sürücüsü vardı, ona çarpmamak için ikinci şeride geçtim ama acili aramak için tekrar ilk şeride döndüm' der. Sonra Daesung, ailenin cenaze masraflarını karşıladı.Daesung'un kanında alkole rastlanmadı ve normal süratle gittiği için suçlu bulunmadı.Fakat her skandalda förtleyen anticiler burada da Daesung'un üstüne gittiler ve Daesung ciddi ciddi intiharı düşündüğünü söylemiştir.Bir de şöyle bir iddia var motosikletliye daha önceden biri çarpıp kaçmıştı.Motosikletli kazazedenin kanında ise alkol bulunmuştur.Her neyse benim en sevmediğim konulardan biriydi bu.
Daesung T.O.P ile çok iyi anlaşır.
Gülümserken bile gözleri kaybolur ama çok şirin görünür.
Ailesi ilk başlarda şarkıcı olmasına karşıydı fakat sonradan razı olurlar.
Daesung sevgilisine 'her ne zaman hasta olursan mutlaka yanında olacağım' diye bir söz vermiştir.Big Bang'ın Japonya'ya gitmesi gereken bir gün Dae'mizin sevgilisi hasta olmuştur, Daesung sevgilisinin yanında kalabilmek için pasaportunu kaybetmiş numarası yapmıştır ve sonraki uçuşla gitmiştir. G-Dragon ve Daesung'un katıldığı Hwasin programından izleyebilirsiniz.
+Gif:

Gelelim maknaemize Seungri.Grupta maknaeliği pek sevmez ama yeri geldi mi de çok pis şımarır.
(Sonuç)
Hyunglarına bazen adlarıyla hitap eder.
Yang papa dan en çok azarı o yer ve en iyi Yang başkan taklitini o yapar tüm YG'de.Bkz:Strong Heart YG özel.+Winner The Heirs Parody

Yeni albümü çıktı Let's Talk About Love.Ben idolü olan Justin Timberlike'a çok benzetiyorum bu albümde.Justin Timberlike demişken Seungri sarhoşken kendini Justin Timbelike sanmasından bahsetmeden geçemiycem.
Panda lakabı vardır kendisinin.Eski resimlerde, gözlerinin altına bakarsınız anlarsınız niye panda dendiğini.Hatta siyah göz halkaları için plastik cerraha bile gitmiş fakat doktor 'biz bunu düzeltemeyiz' demiştir.Göz halkalarının sebebine ise karaciğer, göz ve sinüslerinde kaynaklanan bir problemden dolayı kurtulamamıştır.
Seungri'miz çapkınlıklarıyla bilinir.Son yıllarda sakandalı hiç çıkmadı.Bir nevi YG Papa Seungri'yi kısıtladı diyebiliriz.
         (Adın çıkmış dokuza Seungri)
Kendi skandalını kendi ağzıyla çıkar çıkmaz itiraf eden tek idol olarak tarihe geçmiştir üstelik. ♥


Grubumuzun güneşi Taeyang.Daesung gibi grupta sesini beğeniyorum zaten Big Bang de sesi kötü olan kimsecikler yok.

Türk fanlar ın aklına Taeyang denince sırma su gelir efendim buyrun izleyin.

Taeyang demişken kaslardan söz etmemek olmaz.Hatta Taeyang demek kas demek doğru düzgün üstünde bir şey göremeyiz pek.

Hele hele saçları V.I.P ler saçları daha uzun görünmek için öyle kestirdiğini ortaya atmış durumda.Yakışıyor da kalsın böyle.
G-Dragon ile yıllar süren bir dostluğu var.Staj zamanlarından beri ayrılmamışlardır.
(Paris de moda şovundan)
En son Ringa Linga diye şarkı çıkartmıştı.İnsan 5 dinlemeden sonra beyninde tüm gün dönüyor garanti.Bir de farklı ırktan insanlar filan dansı da cool.Ay ben yerim.
Taeyang'ın dansı  Ringa Linga ile sınırlı değildir efendim gruptaki bence en iyi dansçı I need a girl dans videosu 2ne1'den Sandara Park ile.
IU Taeyang'ın büyük fanıdır.Bizim gibi yani.Kanıt.Tek fark var biz Taeyang'a bu kadar yakın olamayız.
(Yine Paris)

Kaykay ve Nurf koleksiyonu vardır.Hatta twitterda bi ara sürekli Nurf resimleri paylaşırdı.


Bir defasında twitterda kız arkadaşı şakası yapıp kalbimize indiriyordu olayın resmini atıyım size sizde görün...

Öz eleştiri yapabilen bir idol en azından.Saçını beğenmediyse fanlarına bırakmaz kendi eleştirir.

Big Bang'de sosyal medyanın nimetlerini en güzel kullanan üye diyebiliriz Taeyang için.♥

Son olarak liderimiz G-Dragon.Başlarda istemsiz giriş yaptım G-Dragon'a.Bu da devamı diyelim.
Asıl adı Kwon Ji Young'dur.Big Bang den önce 12 yaşında Flex diye bir grupla çıkış yaptı.Yani kendini bildi bileli bu müzik sektöründe diyebiliriz.
G-Dragon bu kadar yükselmek için çocukluğunu feda etmiş gibi görünüyor.Tüm ruh halini G-Dragon-Coup D'eat şarkısında ve klibinde görebiliriz.
Gaho adında bir köpeği vardır.Çok sever hatta battaniyelere sarıp sarmalayıp uyuturdu.
Japon model Kiko Mizuhara ile ilişki içinde olduğu düşünülmektedir.Pek çok ipucu var ama asla doğrulamadılar.Sadece arkadaşız deyip duruyorlar.
****Kiko GD ilişkisine güncelleme****
Baharın başlarında ayrıldığını düşündüğümüz GD ve Kiko GD'nin doğum günününü Japonya'da kutlaması ve Kiko'nun da partiye katılmasıyla barıştıklarını gösterdi.

Hatta partiden önce Japonya sokaklarında GD'nin arkadaşı Kiko ve GD beraber gezip alış veriş yaparak ilişkilerini daha gözler önüne sermeye karar vermiş gibi görünüyorlar.
Partiden sonraki günlerde GD Kore'ye göndükten sonra bir ice bucket challenge yaptı hepimiz gülerek izledik filan hatta YG'nin başkanına, SM'in başkanına JYP'nin başkanına meydan okudu.Bir kaç gün sonra Yoon Ambush GD'nin meydan okumasını kabul ederek IBC yaptı.Ama GD'nin meydan okuduğu üç arkadaşı içinde Yoon Ambush yoktu. Sonrasında da Yoon Ambush GD'nin gizli instagramından yaptığı IBC videosunda ekran görüntüsü alıp twitterde V.I.P'lere gerçek dostluk eğlence değildir diyerek paylaştı.
Yoon Ambush'unda attığı capste Kiko ve GD'nin çift t-shirtünü giydiği görünüyor.Aynı gün içerisinde GD'nin hesabı hacklenip videoyu ortaya çıkarttılar.


Videoda son olarak 'My dear Kiko' diyip buzlu suyu kafasından aşağıya döküyor.Bu da ilişkilerindeki en büyük kanıt olmuş oldu böylece.

This Love şarkısı vardır Big Bang'in.O şarkı GD' den platonik aşkına armağan edilmiş bir şarkıdır.(Sevdim mi tam seven bir adam GD)
G-Dragon Shine A Light konserinde Breathe için hazırlanan kareografi yüzünden 1 yıla kadar hapsi istendi.Zaten google'a G-Dragon Shine A Light yazınca ilk çıkan video.Tık
G-Dragon'un şarkılarını dinleyince sesindeki hüzünü, hırçınlığı fark edersiniz zaten.Klipler ise daha önce dediğim gibi GD'nin ruh hali.Şarkı sözleri her şeyi anlatıyor.


GD 2011 yılı uyuşturucu kullandığı şüphesi ile sorguya çağrılıyor.İdrar ve saç örnekleri alınıyor.İdrar temiz çıkarken saç da az da olsa çıkıyor.Japonya'da bir konser sonrası partide biri GD ye sigara veriyor.GD kırmamak için içiyor.Meğersem buradan geliyormuş ve bağımlısı değilmiş.Baştan beri anlattığım anticiler yine bastırıp duruyor.
GD'nin ve Big Bang'in pek çok şarkısında anticilere diss atma bulunabilir.Bkz:Fantastic Baby Anticiler ile V.I.P savaşlarını izleyebilirsiniz.Sonra bunu okuyun.
Değişik saç şekilleri ile bilinir GD.Ne yaparsa yapsın her şeyi yakıştırıyorum GD'ye nedense.
Değişik giyim tarzını unutmamak lazım.
Anticiler ise alışa gelmemiş stilini öne atar.Fakat bence bir idol herkes gibi olmamalıdır.Kendi olmalıdır, kendisi belirlemelidir giyim tarzını etrafındakiler değil.
Yakın zamanda GD'nin büyük hayranı olduğu Rihanna instagramda Taeyang'tan sonra G-Dragon'u takip etmeye başlar.G-dragon ise bunun üzerine instagramdan bu fotoğrafı paylaşır:
Big Bang
2011 yılında MTV Ema' da Dünya Çapında En İyi Sanatçı ödülünü aldılar.Bu da Big Bang için büyük bir adım oldu.
GD&T.O.P 2010 yılında High High adlı stüdyo albümü çıkartmıştır.
PSY'ın Türkiye Maratonunu hatırlıyor musunuz?Orada Türk V.I.P lerin küçücük hatası Big Bang'ın bizden haberdar olmasını sağladı.İyi ki yapmışlar hatayı.Konu hakkında detaylı bilgi

İlk grup tanıtımımdır Big Bang.İki gündür bu yazı sayesinde sabahlıyorum ama benimkisi tatlı yorgunluk.Big Bang'i sevip ona destek verin lütfen.Yaşları, boyları, ideal kız tipleri zaten her sayfada yazıyor.Ben Big Bang'in ne zorluklar atlatarak Big Bang olduğunu anlatmaya çalıştım.Başarıları gerçekten saygı duyulacak türden bir grup.V.I.P yazarınız dan saygılar sevgiler...