© Sağ Tıklama Engeli

29 Ocak 2018 Pazartesi

Yurt Hayatında Yemek

Şuan evdeyim.Pazar günü dönüyorum.Tekirdağ'dan sıkıldım, sınavlar bitti, evi özledim, eve geldim ama bu sefer de ev hayatında bocaladım.En büyük sıkıntım yemek.Yurtta gece acıkınca mecburen uyumak zorundaydım.Neden mi?Yiyicek ekmek yoktu.Evde öyle değil işte 5'e 6'ya kadar otur.Gece de kahve, abur cubur, tost ne istiyorsan ye iç.Ne uyku düzenin olsun, ne de yemek.Evin bu hem bir artısı, hem de eksisi.
Bir de yurt hayatında şöyle bir şey var; hani bir video vardı kalabalık bir sokakta biri bayılıyordu, insanlarda nasıl olsa biri yardım eder diye geçip gidiyordu ama etrafta fazla insan yokken bayılınca o an yakında kim varsa o yardım ediyordu.Yurt hayatıyla ne alakası var peki bunun diyebilirsiniz.Şimdi her odada mini bir buzdolabı var ve haliyle ortak bu buzdolabı.Tabi anlaşıp herkes kendi yiyeceğini alacak da diyebilirsiniz baştan ama biz öyle yapmadık.Ortak alalım dedik.Odada bir kişi bir şey alırsa neden tek ben alıyorum ötekiler derse öyle alırım diyorsunuz.Biri de bir şey demiyor ama buzdolabına kırıntı düşse kimse affetmiyor.Biri alışverişe gidelim diyince de herkes o kişiden çıkan o sözü bekliyor olduğu için atlıyor.E ortak olduğu için de kimse hayır diyemiyor.
 Bugün alırız, yok bugün dersler yoğundu yarın alırız derken aksayıp duruyor ve çoğu gece aç uyuyorsunuz.Hele de benim gibi aşırı yemek ayıran biriyseniz eve gelince anneniz, babanız, kardeşiniz, hatta kedinizden bile fırça yiyorsunuz.
Eve gelince anne yemeğine alışan bünye ve bitmek bilmeyen gece atıştırmalarıyla yurda dönünce sudan çıkmış balığa dönüyorsunuz.
Demem o ki can boğazdan gelir yiyin yarın yokmuşcasına çünkü kimse sizi yarını görebileceğinizi garanti etmiyor.Bu arada Netflix illetine bulaştım kurtulmam için dualarınızı bekliyorum.Kendinize iyi bakın.